Takviye Edici Gıda (30 Tablet)
İNOSİTOL (Myo İnositol vitamin)
Myo inositol vitamin, myo inositol B8 vitamini olarak da adlandırılan genellikle inositol olarak kısaltılan, bitkilerde ve hayvanlarda bulunan vitamin benzeri bir maddedir. Vücudunuzun glikozdan imal ettiği bir karbonhidrat molekülü olan inositol, kısmen insülin düzenlenmesinde sinyalleme molekülü, sinir iletimi ve kalsiyum, serotonin ve kolesterol regülasyonu olarak işlev görür. Bağırsakta sentezlendiği için vitamin olarak kabul edilmez.
Vitamin b8 inositol, B8 vitamini olarak bilinmekle birlikte B kompleks vitaminlerinin diğerlerinde olmayan benzersiz faydalara sahiptir. Bunlar stresi azaltması, panik atağı engellemesi, zihinsel aktiviteyi düzenlemesi, neşeli ve mutlu bir ruh hali sayılabilir. En yaygın formu myo-inositol olarak biliniyor. Bu yazıda, inositol nedir, B8 vitamini nelerde bulunur, faydaları nelerdir, inositol vitamin desteği nasıl alınır gibi konuları inceleyebilirsiniz.
Genç kalmak için sağlıklı bir beyin ve genç bir cilt önem taşıyor. Myo inositol bu iki konuyu aynı anda sağlayabilen çok etkili bir moleküldür. Vitamin B8 inositol başka bir ifadeyle Myo inositol takviyesi ile cilt, saç ve tırnak için fayda sağlarken neşeli ol ki genç kalasın sözünün hakkını verecek bir ruh haline kavuşabilirsiniz.
Myo inositol nedir?
İnositol vitamin nedir?
İnositol nedir?
İnositol, vitaminlerin B-kompleksi ailesinin bir üyesi olarak kabul edilir. İnositol nerede bulunur? Fasulye, kahverengi pirinç ve fındıkta bulunur.
Myo inositol nedir? B8 vitaminin en bilinen formu myo-inositol adını alıyor. İnositol nerede bulunur? Beyin, kalp ve göz dokularında daha fazla miktarda bulunuyor. O halde inositol nedir ne işe yarar konusuna daha ayrıntılı olarak bakalım.
İnositolün ana kullanımı amino asitlerin depolanması ve metabolizması içindir. Aynı zamanda sitrik asit döngüsünün önemli bir parçasıdır, ya da besinlerin vücuda enerji olarak dönüşmesine yol açan ana kimyasal reaksiyon dizisidir. Son olarak, inositol bağışıklık sistemini ve saç ve tırnak üretimine fayda sağlar.
İnositol nedir ne işe yarar devam eder konusuna devam ediyoruz. inositol ruh sağlığıyla ilgili endişeleri ele almak için kullanılabilir. Bütünsel psikiyatristler, bipolar bozukluk hastaları için inositol, triptofan ve omega-3 yağları gibi besin takviyeleri önermektedir. İnositol ayrıca vücuttaki kimyasalların dengelenmesine yardımcı olabilir ve panik atak bozukluğu, depresyon, şizofreni ve obsesif kompulsif bozukluk gibi ruhsal sağlık durumlarına tanıyan kişilere yardımcı olabilir.
Bu arada, myo-inositol, bir antidepresan olarak çalışarak ve panik bozukluklar ve yemek yeme gibi rahatsızlıkların hafifletilmesine yardımcı olarak endişe vaadinde bulunuyor.
İnositol vitamin B8 vitamini görevleri
B8 vitamini görevleri arasında özellikle kadınlar için önemli etkiler göze çarpıyor. Polikistik over sendromu (PCOS) ve buna bağlı diğer durumlar yaşayan kadınlar için inositol, yumurtlamada başarısızlık, yüksek tansiyon düzeyleri, yüksek trigliserit düzeyleri ve yüksek testosteron seviyeleri gibi sorunlara yardımcı olabilir. B8 vitamini görevleri arasında yani Myo-inositol ayrıca doğurganlığı teşvik etmede ve insülin duyarlılığını iyileştirmeye yardımcı olabilir.
Myo-inositolün fertilite ve PKOS’a olan yararları ve premenstrüel sendromun (PMS) semptomlarını hafifletebilen anti-anksiyete etkileri nedeniyle, genel bir kadın sağlığı takviyesi olarak adlandırılmaktadır.
İnositol vitamin faydaları (B8 vitamini faydaları)
B8 vitamini ne işe yarar? B8 vitamini faydaları ya da başka bir ifadeyle inositol ne işe yarar sorusu için arasında yukarıda verdiklerimize ilaveten şu konular da bulunuyor.
• Diyabetik sinir ağrısı
• Yüksek kolesterolü dengelemek inositol ne işe yarar sorusunun bir cevabıdır
• Uykusuzluk hastalığı
• Alzheimer hastalığı önlenmesi inositol ne işe yarar diyenler için düşünülebilir
• Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB)
• Sedef hastalığı
• B8 vitamini ne işe yarar sorusunun bir cevabı da otizm tedavisi desteği olarak kullanılmasıdır
• İnositol saç büyümesini teşvik eder
• Depresyon belirtileriyle savaşır
• Kanser tedavisinde inositol hekzafosfat kullanılır
• İnositol kilo kaybını artırır
• Kolin ile kombine edildiğinde karaciğer detoksifikasyonu
• Kan dolaşımını iyileştirmeye yardımcı olur
B8 vitamini saç bakımı ve büyümeye etkisi
B8 vitamini eksikliği yani düşük inositol (B8 vitamini) seviyeleri saçı etkiler ve saç dökülmesinden muzdarip bireyler veya kaşıntılı kafa derisi yetersiz kalabilir. İnositol seviyelerindeki yetersizlik büyük ölçüde bu iki nedenden dolayı meydana gelir:
Beslenmeniz inositol içermez: B8 vitamini eksikliği nedeni beslenmemizde B Vitaminleri ve İnositol ile desteklenmemesi gibi bir sorun olabilir. İnositol, turunçgillerin yanı sıra diğer meyve ve sebzelerde bulunur. Diyet, bu gıdaları içermiyorsa, daha düşük Inositol düzeylerine ve dolayısıyla saç sorunlarına yol açabilir.
Kafein alımı: Çok fazla çay, kahve ve alkol alımı Inositol seviyelerini azaltır; Böylece saça ve diğer sağlık sorunlarına yol açar.
İnositol tablet ile takviye, saç büyümesi için faydalı olabilir.
İnositol tablet
Bildiğimiz inositol vitamin B12 olarak da yanlışlıkla isimlendiriliyor. Bu karışıklığın nedeni B vitamin kompleksi içerisinde yer alan vitaminler arasında B8 gibi B12 vitaminin de bulunması inositol vitamin B12 tanımlanmasını sağlıyor.
Bu desteği inositol tablet olarak almak mümkündür. Bu ticari ürünü günlük takviye olarak kişiye göre değişmekle birlikte 10-500 mg arasındaki dozlarda alabilirsiniz. Elbette günlük inositol tablet dozunu doktorun ayarlaması gerekiyor.
İnositol- Folik Asit Birlikteliği
İnozitol folik asit, içerisinde folik asit, iyot, çinko ve vitamin b12 bulunduran bu asit türü insan vücudu için oldukça faydalıdır. Vücutta meydana gelebilecek bir çok hastalığın tedavisi için kullanılmakta olan bu ilaç Dna sentezi ve hücre bölünmesi gibi konularda önemli bir yere sahiptir. Bunun yanı sıra vücudun kan ihtiyacını karşılayarak yeni hücre oluşumuna fayda sağlamaktadır. Ayrıca damar sertliklerinden dolayı meydana gelmiş rahatsızlıkların tedavisini yaparak kalp krizi gibi ciddi sorunların oluşmasına engel olmaktadır. İçerisinde bulunan maddeler bunama ve felç gibi hastalıkların oluşmasına da engel olmaktadır. Özellikleri bayanların kullandığı bu asit türü kist gibi rahatsızlıkların önlenmesine ve kist hastalığının tedavisine oldukça faydalıdır. Anne adaylarının bu inozitol folik asit tüketmesi son derece önemlidir. Sağlıklı ve sorunsuz bir hamilelik süreci geçirebilmek için tavsiye edilen ilaçlar arasında bulunan bu asit ayrıca bebeğin anne karnında gelişimine de fayda sağlamaktadır. Bu asitin vücutta yetersiz olması özellikler kansızlık gibi rahatsızlıkların oluşmasına neden olmaktadır. Bunun yanı sıra unutkanlık, aşırı yorgunluk, baş dönmesi, nefes darlığı gibi sorunların meydana gelmesine de neden olduğu bilinmektedir.
İnozitol folik asit faydaları
• Hamileler için son derece faydalı olan bu asit türü hem anne sağlığını hem de bebeğin sağlığını korumaktadır.
• Hamilelikte erken doğum önlemeye fayda sağladığı gibi fetal gelişimi içinde oldukça önemlidir.
• Vücutta bulunan homosistein maddesi azalmasına yardımcı olur. Bu madde kalp krizi riskini arttırmaktadır. Ayrıca felç hastalığı gibi rahatsızlıkların önlenmesine de faydalı olduğu bilinmektedir.
• İyi kolesterolü yükselterek kötü kolesterolün düşmesine fayda sağlar.
• İnozitol folik asit içerisinde bulunan maddeler alzheimer hastalığın önlenmesi konusunda da oldukça faydalı bir türdür.
• Düzenli olarak vücuda alınması halinde oluşabilecek rahatsızlıklara karşı mükemmel bir koruma sağlayana bu asit kanda bulunan trigliserid oranını yüksek olmasına yardımcı olur.
• Erkek ve bayanlarda meydana gelebilecek üreme ile ilgili sorunların oluşmasına engel olur.
• İçerisinde bulunan maddeler ruh halinin iyi olmasına fayda sağlamaktadır. Bu sayede psikolojik ve depresyon gibi sorunların oluşmasına engel olur.
• Bu asit türü beyaz kan hücrelerinin sağlığının korunması için oldukça önemlidir. Ayrıca kırmızı kan hücrelerinin gelişmesine yardımcı olur.
• Bağışıklık sisteminin güçlü bir yapıda olmasına fayda sağlar.
• Sindirim sisteminin işlevini düzgün bir şekilde yapmasına yardımcı olur. Ayrıca sindirim sisteminde oluşabilecek rahatsızlıkların tedavisi için oldukça faydalıdır.
LİMON BİOFLAVONOİD (P Vitamini)
C vitamini ile benzerlik gösterdiğinden yüzyıllardır fark edilmeyen P vitaminin ne olduğunu biliyor musunuz? Peki P vitamini eksikliği nedir ve faydaları nelerdir? İşte P vitaminine dair bilinmeyenler...
P vitaminin asıl görevi vücudun aldığı C vitaminin emilimini artırarak yararlarının kaybolmasını engeller. Aynı zamanda kılcal damarların geçirgenliğini artırarak kanın vücuda tamamen yayılmasını sağlar. Ayrıca damarların çabuk zedelenmesini ya da deforme olmasını engelleyerek enfeksiyonlara karşı damar duvarlarını güçlendirir. Uzmanlar bir insan vücudun günlük C vitamini haricinde 1 miligram P vitaminine ihtiyaç duyduğunu vurguluyor.
• Flavonoid,bitkisel kökenli olup sitrin,bioflavonoid ve P vitamini olarak adlandırılan,bitkilere sarı, turuncu, kırmızı gibi renkleri veren ve insan vücudunda antioksidan işlevini yürüten bitkisel besin maddesi grubunun genel adıdır.Bitkilerin tüm organlarında, en çok da yaprak tomurcuğu ve çiçeklerde bulunur. Flovonoid, 1930- 1950 arasında P vitamini olarak adlandırılmıştır. Meyve ve sebze ne kadar renkliyse flavonoid oranı o kadar yüksektir diyebiliriz. Flavonoidler 6000’den fazla besin maddesini içerir. Flavonoidlerin en belirgin özellikleri antioksidan ve iltihap karşıtı etkisi olmasıdır.
• Sağlıklı damar oluşumunu teşvik eder ve hücresel hasarları önleyip, onararak yaşlanmayla mücadele ederler. Yüksek antioksidan etkisi dolayısı ile kanser ve kalp hastalıklarına karşı en etkili koruyucu olarak kabul edilirler. Flavonoidlerin demans, Alzheimer hastalığı ve bazı kanserlere karşı da korunmada etkin olduğu bilinmektedir.Normal hücrelerin yanında sinir hücrelerini de oksidasyonun(ve serbest radikallerin) zararlarından korudukları için sağlıklı bir sinir sistemi içinde gereklidirler.Kanseri engeller ve kanser hücrelerinin gelişimini engeller.Vücuttaki serbest radikalleri uzaklaştırır.Kısacası vücudumuz için olmazsa olmazlardandır.
Flovonoidin Sağlığa Faydaları Nelerdir?
-Anti-enflamuar yani anti iltihap özellikler göstererek, iltihap oluşumunun önlenmesine katkı sağlamaktadır.
-Timor oluşumunu engelleyici etkisi vardır.
-Koroner kalp rahatsızlıklarında korumada etkilidir.
-Sinir sistemini güçlendirici etkisi olduğu düşünülmektedir.
-C vitamininin emilimini arttırıp oksidasyonunu engelleyerek gücünü korur.
-Süper flavonoidler,karaciğerdeki üretimini azaltarak zararlı kolesterolü yüzde 40 oranında düşürür.
-Kılcal damar duvarlarımızı güçlendirir,potansiyel hacimlerini arttırarak daha iyi kan akışını sağlar.
P VİTAMİNİ EKSİKLİĞİNİN NEDEN OLDUKLARI
C vitamini eksikliği ile aynı belirtileri gösterir. Ancak P vitaminin eksikliğinin belirgin belirtileri de vardır. Doku üzerinde damar kızarıklıkları ve şişmeleri P vitamini eksikliğinin olduğu en belirgin özelliğidir. Ayrıca;
- Yürürken ya da uyurken baldır ve bileklerde yaşanan ani kramplar,
- Eklem şişkinlikleri,
- Ruhsal hastalıklar,
- Yorgun ve uykusuz hissetme,
- Vücudun hareketlerinin dengesizleşmesi gibi durumlar P vitamini eksikliğini gösterir.
Araştırmacılar, biyo flavonoidlerin bir takım sağlık konularında yardımcı olabileceğini paylaştı. Terapötik veya koruyucu olarak kullanılma potansiyeline sahiptirler. Flavonoidler ayrıca C vitamininin vücut tarafından absorbe edilmesi ve kullanılma kabiliyetini de etkileyebilir.
Flavonoidlerin antioksidan gücü farklı çalışmalarda iyi belgelenmiştir. Bir bakışta, araştırmacılar flavonoidler gibi antioksidanların çeşitli şekillerde çalıştığını açıklıyor.
Bunlar şunları yapabilir:
serbest radikaller oluşturan enzimlere müdahale ederek reaktif oksijen türlerini (ROS) oluşumunu bastırır (999) serbest kökleri temizler, yani bu kötü molekülleri zarara neden olmadan önce devre dışı bırakırlar.
Antioksidan savunmaları dahi koru ve arttır vücutta
Antioksidanlar serbest radikalleri izlerinde durdurduğunda, kanser, yaşlanma ve diğer hastalıklar yavaşlar veya önlenebilir.
Alerjik mücadele potansiyeli
Allerjik hastalıklar, daha fazla biyo flavonoid almaya iyi yanıt verebilir. Bu şunları içerir:
Atopik dermatit
Allerjik rinit
Allerjik astım
Alerjik hastalıkların gelişimi, vücutta aşırı oksidatif stres ile sıklıkla ilişkilidir.
Flavonoidler serbest radikalleri temizlemeye ve reaktif oksijen türlerini stabilize etmeye yardımcı olabilir. Bu, daha az alerjik reaksiyona neden olabilir. Astım gibi hastalıklara katkıda bulunan inflamatuar yanıtları da azaltabilirler.
Araştırma şu ana kadar flavonoidlerin gelişmiş diyet alışkanlıklarıyla birlikte alerjik hastalıklarla mücadele için potansiyel olduğunu gösterdi.
Araştırmacılar hala bu bileşiklerin nasıl çalıştığını tam olarak bulmaya çalışıyorlar. Ayrıca, bu hastalıkların önlenmesinde veya tedavisinde ne kadar etkili olduğunun bilinmesi gerekir.
Kardiyovasküler koruma
Koroner kalp hastalığı (koroner arter hastalığı) oksidatif stres ve inflamasyonu içeren başka bir sağlık sorundur. Flavonoidlerdeki antioksidanlar bir çalışmaya göre kalbinizi koruyabilir ve ölüm riskinizi düşürebilir. Az miktarda diyetle alınan flavonoidler bile koroner kalp hastalığı ölüm riskini düşürebilir. Ancak, bu araştırmanın, bileşimin tam olarak ne kadarının yarar sağladığını belirlemek için ihtiyaç vardır.
Diğer araştırmalar bioflavonoidlerin hem koroner arter hastalığı hem de inme riskinizi düşürebileceğini gösteriyor.
Sinir sistemi desteği
Flavonoidler sinir hücrelerini hasar görmesini önleyebilir. Hatta beynin ve omuriliğin dışındaki sinir hücrelerinin rejenerasyonuna yardımcı olabilirler. Çoğu araştırma, Alzheimer hastalığına bağlı demans gibi oksidatif stresin neden olduğu düşünülen kronik hastalıklara odaklanmıştır. Bu vakalarda, flavonoidler, özellikle uzun süre kullanıldığında, başlanmanın gecikmesine yardımcı olabilir.
Flavonoidler beyindeki kan akışına da yardımcı olabilir. Bu, inmeyi önlemeye yardımcı olabilir. Daha iyi kan akışı, daha iyi beyin fonksiyonu veya daha da gelişmiş bilişsel fonksiyon anlamına gelebilir.
Diğer kullanımlar
Başka araştırmalarda araştırmacılar, flavonoidlerin orientin ve vicenin'in radyasyondan hasar gördükten sonra vücuda nasıl yardımcı olabileceğini araştırdılar. Bu çalışmadaki konular farelerdi. Fareler radyasyona maruz bırakıldı ve daha sonra biyo flavonoidleri içeren bir karışım verildi. Sonunda, biyo flavonoidlerin radyasyonla üretilen serbest radikalleri temizlemede etkili olduğu kanıtlandı. Ayrıca zarar görmüş hücrelerde daha hızlı DNA tamiri ile ilişkilendirildi.
Flavonoidler ve detoksifikasyon, araştırma toplumunda araştırılan başka bir konudur. Bazıları, flavonoidlerin kansere neden olan toksinlerin vücudunu temizlemesine yardımcı olabileceğini düşünüyor. Hayvanlar üzerindeki araştırmalar ve izole edilmiş hücreler bu iddiaları desteklemektedir. Ne yazık ki, insanlar flavonoidlerin kanser riskini azaltmak için çok fazla şey yapmadığını sürekli olarak göstermemişlerdir. Flavonoidlerin göğüs ve akciğer kanserleri de dahil olmak üzere kanser riskini azaltmada potansiyel olarak rolü vardır.
Ginkgo Biloba Nedir?
Mabet ağacı olarak da bilinen ginkgo biloba, yaşayan en eski ağaç türlerinden biridir. Ana vatanı Çin olan ginkgo biloba ayrıca “maidenhair” olarak adlandırılmaktadır. Tıbbi amaçlı kozmetik ürünlerinde yaygın olarak kullanılan ginkgo biloba, Çin’de keşfedildikten sonra Avrupa, Almanya ve dünyanın diğer bölgelerine yayılarak popülaritesini arttırdı. Gingko bilobanın Çin’de yaklaşık 190 Bin yıldır kullanıldığı ifade edilmektedir. Eski Çinliler tarafından keşfedildiği belirtilen gingko biloba, 5000 yıldır alternatif Çin tıbbında yaygın olarak kullanılmaktadır. Beyin sağlığına önemli katkılarda bulunan gingko biloba, bu nedenle beyin ağacı olarak da bilinmektedir. Gingko biloba ağacının yapraklarında bulunan bazı etken maddeler hafızayı ve diğer zihinsel fonksiyonları geliştirmektedir.
vitamin, mineral ve bileşen içeren gingko biloba yapraklarında 40 farklı bileşen bulunmaktadır. İçeriğindeki besin maddeleri sayesinde kalp sağlığından cilt sağlığına kadar pek çok alanda fayda sağlar.
Ginkgo Biloba Faydaları
Oldukça güçlü bir antioksidan olan "gingko biloba", beyin sağlığı başta olmak üzere pek çok alanda fayda sağlamaktadır. Antioksidan özelliği sayesinde serbest radikallerin azalmasına yardımcı olan gingko biloba, bu sayede birçok olası hasarın önüne geçmektedir. Serbest radikaller vücudumuzda doğal olarak bulunur ve ilerleyen yaş ile doğru orantılı olarak miktarında artış gösterir. Yaş faktörünün yanı sıra ultraviyole ışınlar, radyasyon, sigarave hava kirliliği dahil olmak üzere pek çok çevresel unsur bu serbest radikallerin sayısının artmasına neden olur. Serbest radikallerin kontrolsüz şekilde artmasıyla birlikte kalp hastalığı, kanser ve alzheimer gibi birçok sağlık sorunu ortaya çıkar.
Beyin Sağlığına Faydaları
Beyin sağlığına önemli katkılarda bulunan gingko biloba, çocukların zihin sağlığını geliştirir ve ve beyin sağlığını korur. Hafızayı güçlendiren ve alzheimer hastalığına karşı koruma sağlayan gingko biloba, aynı zamanda diğer nöron sorunlara karşı da savaşmaktadır. Yapılan araştırmalar sonucunda uzmanlar, gingko biloba özünün hafızayı kuvvetlendirici özelliğinin bulunduğunu ve konsantrasyonu geliştirdiğini ifade etmektedir. Gingko bilobanın faydaları denilince akla ilk gelen etkilerinden biri alzheimer hastalığıdır. Alzheimer hastalığına karşı etkili bir koruma sağlayan gingko biloba alzheimeri tedavi etmez ancak etkili bir koruma sağlar. Uzmanlara göre bu özelliğinden dolayı küçük yaşlardan itibaren az dozda gingko biloba çayının tüketilmeye başlanması gerektiğini belirtiyor.
Göz Sağlığına Faydaları
Sağlık alanında pek çok faydası bulunan gingko biloba, antioksidan özelliği sayesinde göz tansiyonu olarak bilinen glokomun ilerlemesini engeller ve tedavisine önemli katkılarda bulunur. Ayrıca göze olan kan akışını arttırarak göz sağlığını koruduğu ifade edilmektedir. Düzenli olarak kullanılan gingko biloba, diyabetik retinopati hastalarındaki renkli görüş yeteneğini arttırmaktadır. Bunun için 6 ay boyunca düzenli olarak gingko yaprağı ekstresinin kullanılması önerilmektedir. Gingko bilobanın göz sağlığına olan katkılarından bir diğeri ise yaşlanmaya bağlı oluşan makula dejenerasyonunu önlemesidir. Makula dejenerasyonu, gözdeki maküler bölgenin hasara uğraması nedeniyle görme kaybı meydana gelmesidir. Yapılan araştırmalar sonucunda gingko bilobanın özellikle uzağı görme yeteniğini geliştirdiği belirtilmektedir.
Gingko Bilobanın Diğer Faydaları
• Öksürük ve balgam tedavisinde fayda sağlar.
• Beyin ödemini azaltır.
• Unutkanlığa iyi gelir.
• Beyne giden kan akımını arttırır.
• Bağışıklık sistemini güçlendirir.
• Grip ve soğuk algınlığı tedavisinde fayda sağlar.
• Tiroid bezinin düzenli çalışmasını sağlar.
• Enerji verir.
• Vücut dayanıklılığını arttrır.
• Vitiligo hastalığını durdurur.
• Kan şekerini dengeler.
• İktidarsızlık problemine iyi gelir.
• Filaria cinsi kıl kurdunun dışarı atılmasına yardımcı olur.
• Zihni açar ve öğrenme yeteneğini arttırır.
• Metabolizmayı hızlandırır.
• Kan yapıcı özelliğe sahiptir.
• Kemoterapinin etkilerini azaltır.
• Kulak çınlaması tedavisinde fayda sağlayabilir.
• Doğal antioksidandır ve serbest radikallerin hücreler üzerindeki tahribatını engeller.
• Bunama belirtilerini azaltır.
• Felç sonrası iyileşmeyi hızlandırır.
• İşitme kaybını azaltır.
FOLİK ASİT
Folasin ve folat diye de anılır.
Vücuda girdikten sonra kimyasal yapısı değişir ve karaciğerde bir miktar depolanabilir.
Depo edilen miktar 6 - 9 ay kadar eksiklik belirtilerinin çıkmasını engeller.
Folik asitin içersinde barındırdığı moleküllerden para amino benzoik asit(PABA) ve Glutamik Asit ayrı bir vitamin gibi etki gösterir, sanki vitamin içersinde vitamin gibidir.
Barsak bakterileri tarafından da üretilmektedir.
Dayanıksızdır, ışık, ısı, bekleme ve pişirilme esnasında tahrip olur.
Besinlerde serbest(hayvansal besinlerde) ve bağlı (bitkisel besinlerde) olarak bulunur
Folik Asitin Etkileri
NADP ve C vitamini yardımıyla indirgenerek etkin duruma geçer ve metabolizmada görev alır
Amino asit, protein ve sinir sistemi iletisinde kullanılan bazı iletken maddelerin yapımında rol alır.
Hücre için şart olan DNA ve RNA sentezinde görev alır.
Hücre bölünmesi için gereklidir. Bu etkisi ile büyümeyi de sağlar.
Akyuvar yapımında bulunur.
Anne karnındaki bebeğin sinir sisteminin gelişimi için gereklidir Folik Asit Eksikliği
Eksikliği sık görülür.
Belirtiler B-12 Vitamini eksikliğine oldukça benzer.
Eksikliğin temelinde yatan sebepler -taze sebze, meyveden yoksun yetersiz beslenme, -sindirim sisteminden emilimin ameliyat, hastalık nedeniyle bozulması, -alkol, ilaç kullanımı gibi metabolik sorunlar, -stres, hastalık, gebelik gibi aşırı tüketim olmasıdır.
Gebelik döneminde olursa ciddi sorunlara yol açar. Normale oranla gebelerde gereksinim iki katına çıkar. Bebek annenin karaciğerdeki depolarını kısa sürede boşaltır. Ortaya çıkmaya başlayan belirtiler de hamilelik ile ilgili durumlara bağlanır. Sonuçta gebelik toksemisi, erken doğum, düşük ağırlıklı bebek ile bebekte spina bifida gibi beyin - omurilik anomali ve hasarları oluşabilir.
Megalablastik anemi denilen bir tür kansızlık hastalığı meydana gelir. Sık görülen demir eksikliğine bağlı kansızlıktır. Folik asite bağlı olan genellikle demir vermek ile kansızlığın düzelmemesiyle anlaşılır.
İştahsızlık, kilo kaybı, dilde şişme ve kızarma, bulantı, kusma, ishal gibi sindirim sorunları ortaya çıkar.
Huzursuzluk, baş ağrısı, bitkinlik, unutkanlık gibi hafif belirtilerden sinirlilik, hırçınlık, düşmanca tavırlar, paranoya durumuna kadar uzanan ağır sinirsel sorunlar oluşabilir.
Enfeksiyonlara yatkınlık,
Çarpıntı gibi bazı kalp sorunları oluşabilir.
ZENCEFİL
ZENCEFİLİN FAYDALARI NELERDİR?
Soğuk algınlığı ve öksürük durumlarında ilk olarak başvurduğumuz sağlık deposu zencefil, mide bulantısına iyi geldiği de bilinmektedir. Metabolizmayı hızlandırıcı özelliği olan zencefilin uygulanan bazı kürleri ile kilo vermeye yardımcı olur. Bağışıklık sistemini güçlendiren zencefil, aynı zamanda kas ağrılarına da iyi gelmektedir. Zenfecil, acı tadı nedeniyle genellikle balla birlikte tüketilmektedir.
1-ALZHEİMARA KARŞI ZENCEFİL
Zencefil, içinde bulundurduğu antioksidanlar ve biyoaktif bileşenler sayesinde beyinde oluşacak inflamasyonları minimuma indirdiği ve böylece alzheimer gibi sorunların oluşumunu azalttığı araştırmalar ile ortaya çıkarılmıştır. Düzenli zencefil kullanımı, beyin fonksiyonlarını canlı tutacaktır. Böylece ileride karşılaşılacak bu tarz sorunlar oluşmadan önlenmiş olacaktır.
2-MİDE BULANTISI KARŞI İYİ GELİR
Zencefilin mide bulantısını yok ettiği bazı araştırmalar ile ortaya çıkarılmıştır. Bunun için 12 bin kadın ile yapılan testte deneklerden bazılarına verilen günde 1.1-1.5 gram arası zencefilin mide bulantısı rahatsızlığını giderdiği tespit edilmiştir. Deniz tutması sorunu için de zencefil tüketimi faydalı olacaktır. Bu konuda deniz askerleri üzerinde yapılan araştırma sonuçları, bu bulguyu doğrulamıştır. Gıda emilimini artıran zencefil, gaz, şişkinlik, hazımsızlık, kabızlık gibi sindirim sorunları üzerinde etkilidir.
3-KAS AĞRILARINI AZALTIR
Spazm veya kramp şeklinde kendini gösteren kas ağrıları, genellikle sporcularda rastlanılmaktadır. Bu konuda yapılan bir araştırmada günde 2 gram zencefil verilen kişilerde kas ağrılarında azalış olduğu tespit edilmiştir.
4-BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
Vücut ısısını artıran zencefil, özellikle kış aylarında bağışıklık sistemimizi güçlendirir ve grip, soğuk algınlığı gibi sağlık sorunlarında yardımcı olmaktadır. Bu hastalıkların atlatılmasında terlememiz gerekmesi nedeniyle zencefilin ısı artırımı faydası olacaktır.
5-REGL AĞRILARINI AZALTIR
Kadınların regl dönemlerin yaşadıkları ağrılı dönemlerini hafifletmekte zencefilin faydası çoktur. Yapılan bir araştırmada bunu doğrulayan sonuçlar elde edilmiştir. 150 kişiye ilk üç günlerinde verilen 1 gram zencefil ile regl dönemlerinde kullanılan ilaçlarla aynı etki sağlandığı gözlenmiştir. Doğal bir ilaç olan zencefil kullanımı bu dönemlerde kullanımı önerilmektedir.
6-KOLESTROLÜ DÜŞÜRÜR
Zencefilin bu faydası için yapılan bir araştırmada 45 gün boyunca deneklere verilen günde 3 gram zencefil ile kolesterol seviyelerinde önemli derecede düşüşler gözlenmiştir. Kolesterol düşürücü ilaçların yerine doğal zencefil kullanımı sağlık açısında daha faydalı olacaktır.
7-KANSERLE MÜCADELESİ
İçinde bulundurduğu gingerol maddesi zencefilin kanser oluşumuna karşı mücadele ettiğini yapılan araştırmalar göstermiştir. Kanser hücrelerin oluşumu serbest radikaller sayesinde olmaktadır. Antioksidanlar ise serbest radikallerin oluşumunu düzenler. Zencefil, en önemli etkisini kolon kanserinde göstermiş olup pankreas, göğüs ve yumurtalık kanseri üzerinde de etkileri vardır.
8-SAÇ BAKIMINDA ZENCEFİLİN FAYDASI
Zencefil, saç köklerini güçlendirir ve saçlarınızın parlak bir görünüme ulaşmasına yardımcı olur. Bunun yanı sıra kepek oluşumunu da önler. Bunun için yapmanız gereken şu; Zeytinyağı ile 2 yemek kaşığı zencefili karıştırarak saç diplerinize sürün ve 30 dakika sonra durulayın.
9-ZENCEFİLİN AFRODİZYAK ETKİSİ
Vücut ısısını yükselten zencefil, kalp atışlarını hızlandırır ve böylece seks sırasında sinirlerinizin duyarlılığını artırır. Üreme organları için faydalı olan zencefilin doğurganlığı artırdığı bilinmektedir.
B1 VİTAMİNİ
Beslenmemizde ve sağlığımızda hayati değer taşıyan B grubu vitaminlerini de günlük beslenmemizde düzenli olarak almamız gerekiyor. İşte bu B vitaminleri grubundan olan B1 vitamini, vücudumuza pek çok faydası bir yana, özellikle sinir sistemi sağlığı ve vücudun kardiyovasküler işleyişinin geliştirilmesi için çok önemlidir. Bu önemi dolayısıyla günlük beslenmesinde yeterince B1 vitamini alamayan kişilerin B1 takviyesi ile bu açığı kapatmaları gerekmektedir.
Dışarıdan takviye olarak alınan B1 vitamini, B kompleks suda çözünebilen vitamin ailesinin bir üyesidir. Bu vitamin; çeşitli bedensel işlevleri gerçekleştirmek için enerji üretmede kullanılan glikoz ve karbonhidrat dönüşümüne, yağ ve protein parçalanmasına yardımcı olmaktadır.
B1 vitaminin fiziksel sağlığa olan faydalarına ek olarak, tüm sindirim sistemi duvarları boyunca kas dokusunu korumak ve sinir sistemi, cilt, saç, göz, ağız ve karaciğer sağlığını desteklemek gibi de fonksiyonları vardır. Tüm bunlara ek olarak bir de vücudu strese dayanıklı hale getirir ve bu sebeple de “anti-stres vitamin” şeklinde adlandırılır.
Bu kadar çok faydası bulunan bir vitaminin fazla alınması da her hangi bir sağlık sorununa yol açmaz. Çünkü B1 vitamini suda çözünme özelliğinden dolayı bünye tarafından depolanma özelliği yoktur, vücut gerekli miktarda B1 vitamini kullanır, gerisi boşaltım sistemi tarafından dışarı atılır. İşte bundan kaynaklı olarak herkes beslenmesinde güven içinde düzenli bir şekilde B1 vitamini içeren besinler tüketebilir.
B1 vitamini vücut sağlığı için çok önemli bir vitamin olduğundan, eksikliği durumunda pek çok sağlık sorunu ortaya çıkabiliyor. Bunlar;
Kuru beriberi: Genellikle sinir ve kaslarda anomaliler, ayak parmaklarında diken diken olma hissi, geceleri ayaklarda, özellikle de ayakların altında yanma hissi, bacaklarda sık sık kramp oluşması ve kas atrofisi kuru beriberi hastalığının semptomlarıdır.
Islak beriberi: İleri derecede B1 vitamini eksiliğinde ortaya çıkan; felç ve hatta ölüm, anormal derecede hızlı kalp atışı, bacaklarda sıvı tutma, ödem, pulmoner ödem ve önlenemeyen yüksek tansiyon sorununa yol açıyor.
Beyin hasarı: B1 vitamini yönünden yoksun beslenen ve özellikle de alkol kullananlarda zihinsel yetide ciddi hasarlar ortaya çıkıyor. Bunlar öncelikle görme yetisindeki kayıpla kendini gösteriyor, pusluluk, istemsiz göz hareketleri, zorla yürüme ve diğer zayıflatıcı belirtilerle ortaya çıkıyor.
B1 vitamini eksikliği belirtileri nelerdir?
B1 vitamini yönünden eksik beslenme durumunda;
Vücutta uyuşukluk,
His kaybı,
Aşırı sinirlilik,
Hafıza kaybı,
Sürekli uyku hali,
İştah kaybı,
Kilo kaybı,
Hazımsızlık veya kabızlık gibi sindirim sistemi sorunları,
Baldır kaslarında güçsüzlük olarak sıralanabilir.
Yukarıdaki belirtiler önemsenmezse ve tedavi edilmezse B1 vitamini eksikliği; sinir, kalp ve beyin anormallikleri ile kendini ciddi olarak gösterir.
Tüm vücut sağlığı açısından sayısız faydası olan B1 vitamini vücut tarafından depolanamayan bir vitamin olduğu için, her gün düzenli olarak doğal yollarla B1 vitamini içeren besinlerin tüketilmesi gerekiyor. B1 vitamini hem çok gerekli hem de neredeyse hemen herkesin tüketebildiği besinlerde bolca bulunması açısından önemlidir.
B1 vitaminin faydalarına detaylı bir bakış*****
B1 vitamini vücudumuzun başlıca enerji kaynaklarından birisidir.
Vücutta şeker oksidasyonuna yardımcı piruvat dehidrojenaz sistemi olarak adlandırılan karmaşık bir enzim sisteminin önemli bir parçasıdır.
Vücutta sinirlerin çevresinde miyelin kılıflarının sağlıklı gelişimi için düzenli olarak yeterli miktarda B1 vitamini alınması gerekiyor. B1 vitamini eksikliği sinir ölümü ve hasara neden olabiliyor, bu kaplamaların dejenerasyonu beyin sağlığını tehdit ediyor. Bu bakımdan B1 vitamininin düzenli olarak alınması önem taşıyor.
Sinir ve kaslar arasındaki iletileri ve kalbin sağlıklı bir şekilde çalışmasını sağlamak için kullanılan nörotransmitter asetilkolin üretimi için yeterince B1 vitamini alınması gerekiyor. Bu bakımdan B1 vitamini eksikliği düzensiz ve sağlıksız kalp fonksiyonlarına yol açabilir. Bu bağlamda yapılan bütün bilimsel araştırmalar B1 Vitaminin kalp sağlığı açısından oldukça faydalı olduğu ortaya koymuştur.
• B1 Vitamininin kataraktı ve diğer pek çok göz kusurunu önlediği bilinmektedir. Aslında genel olarak göz ve görme sağlığı açısından önemli bir vitamindir.
• Cilt sağlığını koruyarak cildin yaşlanmasını ve kırışmasını önler.
• Vücuda alınan gıda parçacıklarının tam olarak sindirilebilmesi için gerekli olan hidroklorik asit salgılanmasına yardım eder.
• B1 vitamini zihinsel sağlığı, beyin fonksiyonlarını destekleyen bir vitamindir. Bu sebeple de düzenli olarak B1 vitamini alımının Alzheimer hastalığını önlediği bilinmektedir. Hatta uzmanlar hali hazırda Alzheimer hastası olan kişiler her gün B1 vitamini takviyesi aldıklarında hastalığın ilerleyişinin yavaşladığını da iddia etmekteler.
• Hafızayı güçlendirir.
• Dikkat ve konsantrasyon işlevini arttırır.
• Sinir sistemini korur, stres ve depresyonu önleyicidir.
• Kırmızı kan hücreleri sağlığını koruyucudur.
• Enerjiyi artırır.
• Enfeksiyonları önler.
• Hipertiroidi önler.
Özellikle alkol kullanan kişilerin vücuttaki hasarı en aza indirmek için düzenli olarak B1 vitamini almaları önerilir.
Ancak tüm bu faydalarının yanında doğal besinler yoluyla değil de, dışarıdan takviye olarak B1 vitamini almak isteyenlerin doktora danışmaları önerilir.
B2 VİTAMİNİ (RİBOFLAVİN)
B2 Vitamini, (riboflavin), suda eriyen bir vitamin olması dolayısıyla sebzeler pişirildiği zaman haşlanma suyu atılmamalıdır.Ayrıca, ışığa karşı duyarlı olduğundan, B2 içerikli yiyecekler uzun süre güneş ışığında kalmamalıdır.
B2 vitamini faydaları
B2 (riboflavin) vücutta; karbonhidrat, yağ ve protein metabolizması için yani besinlerin enerjiye dönüştürülmesinde önemli ve gereklidir.
B2 vitamini eksikliği
Halkımız, genellikle tahıl ağırlıklı beslendiğinden B2 eksikliğine sıklıkla rastlanır. B2 vitamini eksikliğinde görülen hastalıklar; sindirim ve sinir sistemi bozuklukları, gözde kan damarlarında genişleme ve yanma, görme bozuklukları, deride yanma ve yara, ağız köşelerinde çatlama, dudak, burun ve göz kenarında yaralar, görmede sorunlar, ışığa karşı duyarlılık, yeme ve yutmada zorluk, baş ağrıları, mental depresyon ve unutkanlıktır. B2 (riboflavin) eksikliği belirtileri, zaman zaman b1 vitamini eksikliği ile birlikte görülür.
Fazla alımın zararları
B1 ve B6 vitaminlerinin alınmasını engelleyebilir.
B2 vitamini nelerde, hangi besinlerde bulunur?
Riboflavin yani B2 vitamini daha fazla; karaciğer, böbrek, et, yağsız süt , yoğurt ve süt mamüllerinde, tavuk, yumurta, yeşil yapraklı sebzeler (ıspanak, brokoli), kuru baklagiller ve en az da tahıllarda bulunur.
Günlük B2 (riboflavin) ihtiyacı, metabolizma hızına bağlı olduğundan büyüme çağındaki çocuk ve gençlerin ihtiyacı daha fazladır. Vücutta fazla miktarda depo edilmediğinden günlük ihtiyaçtan fazla alınan miktarı idrarla atılır. B2 (riboflavin) karaciğerde depolanan miktarı ise proteinin yeterli miktarda alınabilmesine bağlıdır. Protein yetersizliğinde, karaciğer riboflavini tutamaz ve atılır.
Bağırsakta, bağırsak florası tarafından sentezlenen riboflavin miktarı günlük ihtiyacı karşılayamadığından ribolaflavince zengin besinlerle karşılanmalıdır.Yetişkin insanın B2 vitamini ihtiyacı 1.2-1.4 mg. kadardır. Hamile ve yeni bebekli kadınların ihtiyacı bu miktardan daha fazladır.
B3 VİTAMİNİ /Niasinin
1. Beyin Fonksiyonlarını Destekler.
alışmalar, B3 vitamininin Alzheimer Hastalığına ve bilişsel gerileme ile sonuçlanan diğer yaşa bağlı beyin bozukluklarına karşı korunmaya yardımcı olabileceğini göstermiştir.
Ayrıca B3 vitamini; hafıza kaybı, migren baş ağrısı, kronik beyin sendromu, depresyon, bulantı hastalığı, uykusuzluk ve hatta alkol bağımlılığı da dahil olmak üzere, zayıf beyin fonksiyonu veya yaşla ilgili düşünme becerileri kaybı ile ilgili pek çok problem için risk azaltmaya fayda sağlamaktadır.
Niasin veya niasinamid, şizofreni ve halüsinasyonların tedavisinde ve önlenmesinde de kullanılır. Çalışmalar aynı zamanda artmış niasin alımı ile dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu için daha düşük riskler arasındaki korelasyonları göstermektedir.
2. Kolesterol Seviyelerini İyileştirir.
B3 vitamini yani niasin, tehlikeli derecede yüksek kolesterol düzeylerini azaltmaya yardımcı olan önemli bir tedavi seçeneği olarak düşünülür. Karışık dislipidemi hastalarında niasin, kardiyovasküler hastalık riskini azaltmıştır. Dislipidemi; plazma kolesterolü, trigliseridler veya her ikisinin bir arada yükselmesidir.
Yapılan klinik çalışmalarda niasin ile takviye, yüksek LDL kolesterol düzeylerine (“kötü” kolesterol türü) sahip olduğu için kalp krizi, felç veya diğer kalp hastalıkları için risk altındakiler için çok yararlı olduğu gösterilmiştir.
B3 vitamini vitamininin yüksek dozlarda verildiğinde, iyi HDL kolestrol ve düşük trigliserid düzeylerini ve aynı zamanda bazı reçeteli ilaçların olumlu etkilerini artırabileceğini gösteren birçok çalışma yapılmıştır.
Daha önce de belirtildiği gibi kalp sağlığını etkileyebilecek niasin yan etkileri halen araştırılma düzeyindedir. Şu anda niasinin pozitif etkilerinin negatif yan etkileri için potansiyel riskten daha ağır olduğuna inanılmakla birlikte yine de gözetim altında kullanılmasında fayda vardır.
3. Kardiyovasküler Hastalık Riskini Düşürür.
Kolesterol düzeylerini ve trigliseridleri dengelemenin yanı sıra, B3 vitamini, kalp hastalığına neden olabilecek arterlerin tehlikeli sertleşmesi olan aterosklerozu azaltma yeteneği de dahil olmak üzere, kalp sağlığı için önemli yararlar sağlar.
Niasin, iltihaplanmayı azaltmada ve kan damarlarını genişleten ve kan dolaşımını artıran bir kimyasal bileşik olan histamin üretiminde rol oynamaktadır.
Halihazırda kalp krizi geçiren kişiler için B3 vitamini, ikinci bir tekrarlamanın riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Buna ek olarak niasin eksikliğinden kaynaklanan nadir bir durum olan pellagra için FDA onaylı bir tedavidir.
4. Diyabet Tedavisinde Önemli Rolü Vardır.
B3 vitamini kan şekeri düzeylerini dengelemekte oynadığı rol nedeniyle diyabettedavisinde yardımcı olabilir. Niacinamide formundaki B3 vitamininin, şeker hastalığını kontrol altına almak için kullanılan bazı oral ilaç tedavilerinin verimliliğini arttırdığına inanılıyor.
Çoğu diyabetik hasta, kan glukoz seviyelerini niasin yardımı ile daha iyi kontrol edebilir ve diyabetli hastalarda sıklıkla görülen yüksek kan kolesterolü ve kalp rahatsızlığı riskini düşürebilir.
“Kötü” kolesterol LDL düzeylerini düşürmek, diyabetik hastaların tedavisinde ilk önceliklerden biridir ve niasin bunu kanıtlamış bir yöntemdir.
5. Cilt Sağlığına Destek Olur.
Bazı insanlar sivilceleri tedavi etmek için niasin veya niasinamid kullanmaktadır; özellikle şiddetli sivilce vakaları çok iltihaplı ve ağrılı olabilir.
Niasinamid formundaki B3 vitamini, topikal olarak cilde uygulandığında sağlıklı ciltler ve temizleme için doğal bir tedavi olarak öngörülür ve diğer semptomlarına yardımcı olması için niasin veya B vitamini kompleks takviyeleri önerilebilir.
Niasin ciltte oluşan iltihaplanmayı azaltmak, kızarıklıklar, tahriş ve daha fazlasını azaltmaya yardımcı olduğu için büllöz pemfigoid ve granüloma annulare olarak adlandırılan cilt hastalıklarının tedavisinde de kullanılır. Bunlar, cildin kabarcıklanmasını içeren, çok ağrılı ve enfeksiyona neden olabilen, enflamasyon kaynaklı deri hastalıklarıdır.
B5 VİTAMİNİ (Pantoteneik Asit)
B5 vitamini,
Pantoteneik Asit adıyla da bilinir
Doğada çok yaygın olarak canlı her hücrede bulunur.
Vücutta depolanmaz, suda eridiği için kolaylıkla atılır. Günlük olarak alınmalıdır.
Nemli sıcağa, oksidayon ve redüksiyona dayanıklı olmasına karşın asit (sirke, limon), alkali (kabartma tozu) ve kuru ısıya (fırında pişirme) karşı dayanıksızdır.
Tahılların içindeki B-5 Vitamini öğütülme sırasında % 50 oranında kayba uğrar. Ettekinin 1/3 ü pişirilme esnasında yok olur. B-5 Vitaminin Etkisi
İnsan için hayati önemi olan maddelerin oluşumuna etkilidir.
ADP (Adenozin difosfat ) ile birlikte koenzim A yı oluşturur. Koenzim A insan yaşamında gerekli olan bir çok işlem için olması şart olan bir enzimdir.
Enerji üretiminde rol alır ( piruvatın, yağ asitlerinin oksidasyonu)
Asetilasyon denilen kimyasal bir olayın yapı taşıdır.
Yağ asitlerinin, kolesterolun, fosfolipidlerin sifingosinlerin yapımını sağlar.
Böbrek üstü bezine etki ederek kortizol gibi steroid hormonların yapımını sağlar. Bu hormonların katkısı ile yaşlanma ve cilt kırışıklıkları üzerine olumlu etkiler yapar.
Antistres özelliği ile ruhsal yapı üzerine etkilidir.
Sindirim sisteminin işleyişine katkı sağlar.
Kandaki alyuvarların ve savunma maddelerinin yapımına faydalıdır
Pantotenik asit
Koenzim A
B-5 Vitaminin Eksikliği
Doğada bol olduğu için eksikliğine pek rastlanmaz. Bir miktar barsaklarda da yapılır.
Eksiklik rafine ve işlenmiş yiyeceklerle beslenme ile antibiyotik etkisiyle barsak bakterilerinin de ölmesi sonucu ortaya çıkar.
Halsizlik, bitkinlik ve yorgunluk hissi ilk oluşan yakınmadır.
Topuklarda yanma ve ağrı,
Mide asitlerinde azalma ile iştahsızlık, kusma, barsak bozuklukları ve krampları gibi sindirim şikayetleri,
Ruhsal güçsüzlük, strese dayanıksızlık, isteksizlik, uykusuzluk, depresyona gidiş yakınmaları,
Kan şekerinde düşme, ellerde titreme, kalp çarpıntısı,
Cilt bozuklukları, akne oluşumu,
Tekrarlayan üst solunum yolu enfeksiyonları,
Alerjik yakınmalarda artış,
Büyüme üzerine olumsuz etkiler,
Hayvanlarda tüylerin beyazlaşması ( İnsanlarda ? ) görülebilir.
B-5 Vitaminin Fazlalığı
İdrarla atıldığı için vücutta birikmez.
Toksik etkisi gözlenmemiştir.
İshal ve diş hassasiyeti yapabilir.
B6 VİTAMİNİ
Besinlerde B-6 vitamini piridoksin, piridoksamin ve piridoksal olarak 3 şekilde bulunur.
Bunlar vücutta birbirine dönüşebilir.
Aktif şekli piridoksalfosfat (PLF)dır
Kadınlarda hormon ve su dengesine etkisi erkeklere oranla daha fazladır.
Dayanıksızdır, alkali ortamda, güneş ışığı etkisiyle, işlenme esnasında, uygun olmayan saklama koşullarında, pişirme sırasında kolaylıkla harap olur.
B-6 Vitaminin Etkileri
60 kadar enzimin işlemesi için koenzimdir.
nükleik asit sentezine katılır, amino asitlerin barsaktan emilerek kana ve kandan hücrelere geçmesi için gereklidir. Ayrıca amino asitlerin yapım, yıkım ve birbirlerine dönüşümlerine yardımcı olur.
Sinirsel ileti için şart olan norepinefrin ve asetilkolin maddelerinin metabolizmasına etkilidir.
Triptofandan niasin ve araşidonik asitten prostoglandin E2 yapılması için gereklidir. Kolin, metionin, serin, sistin, triptofan ve niasin metabolizmalarına etkilidir.
Enerji işlevinde karbonhidrat, yağ ve protein metabolizmasında etkilidir, ayrıca karaciğer ve adalelerde depolanan yedek enerji kaynağı glikojenin salınmasını sağlar
Vücut savunmasında antikor ve akyuvar oluşumunda rol alır, DNA ve RNA nın sentezi ve fonksiyonlarına etkilidir.
Enfeksiyonlara karşı direnç oluşumuna etkilidir,
Vücutta önemli görevleri olan serotonin maddesinin yapımına etkilidir,
B-12 vitaminin emilimine, magnezyum, çinko ve selenyum elementlerinin vucüttaki işlevlerine katkı sağlar,
Histamin yapımını azaltalarak allerjik reaksiyonların şiddetini düşürür,
Vücuttaki Sodyum ve Potasyum dengelerine etkisiyle hem vücudun sıvı dengesini korumaya hem de sinir, kalp ve adale dokularının elektriksel aktivitesine yardımcı olur. Adale kasılmalarını ve krampları azaltır.
Prolaktin (süt hormonu) hormonun salgılanmasını azaltır. Gebelik döneminde annenin hormon ve sıvı dengesini korur ve bebeğin sinir sisteminin gelişmesi için gereklidir.
B-6 Vitaminin Eksikliği
Eksiklik belirtileri diğer B Vitaminleri eksikliğinde görülenlere benzer.
Çevresel sinirlerde iltihaplanma (Nevrit), duyu kusurları, koordinasyon bozuklukları, dalgınlık, uykusuzluk
Bebeklerde erişkinlere oranla daha sık olarak konvülziyon (Havale)
Anemi Huzursuzluk, sinirlilik, depresyon gibi ruhsal sorunlar
Migren tipi baş ağrısı
Ciltte kuruluk, kaşıntı, göz ve ağız çevresinde deri çatlamaları, görme problemleri
Özellikle gebelik döneminde vücutta su tutulması ile sabahları artan bulantı ve kusma gibi sindirim sistemi şikayetleri görülür..
Sık enfeksiyonlara yakalanma,
Uyuşukluk, adale zayıflığı ve krampları oluşabilir
B12 VİTAMİNİ
Siyanokobalamin veya kobalamin adları ile bilinir.
Barsaktan emilimi için özel bir protein (intrinsik faktör) gereklidir.
Bitkisel kaynaklı besinlerde bulunmaz. Ancak hayvansal kaynaklı besinlerle alınabilir.
Barsak bakterileri tarafından üretilebilir ama bu vücuda pek yarar sağlamaz zira bakteriler kalın barsakta bulunur ama bu vitamin ince barsaklardan emilebilir.
Vejetaryen kişilerde eksikliği oluşan tek vitamindir.
Vücuda gerekli miktarları 3 - 4 mikrogramdır.
Yapısında kobalt, fosfor gibi mineraller de bulunur.
Vücutta karaciğerde depolanır. Ayrıca kalp, böbrek, pankreas, beyin ve kemik iliğinde de bulunur.
B-12 Vitaminin Etkileri
İnsan vücudu için hayati değere sahiptir.
Vücuttaki tüm hücrelere gereklidir. Hücreler ne denli hızla çoğalıyorlarsa o kadar fazla B-12 vitaminine gereksinim duyarlar.
DNA sentezi için şarttır. Bu işlevini folik asitle beraber yürütür.
Yağ, karbonhidrat ve protein metabolizmalarına etkilidir.
Demirin vücutta kullanımına etkili olup, kolin, metionin yapılmasına yardımcı olur.
Sinir hücrelerinin myelin kılıfının yapılması ve korunması için gereklidir. Kan hücrelerinin yapım ve değişiminde rol alır.Eksikliği pernisiyöz anemi denilen bir tür kansızlığa neden olur
Beynin belirli konulara odaklanması ve hafıza gücüne etkilidir.
Besinlerle veya sigara gibi alışkanlıklarla vücuda giren siyanürü etkisiz hale getirir. B12 Vitaminin Eksikliği
Eksikliği normal diyetle pek ortaya çıkmaz. Vücut depoları uzun süre yetecek kadar B-12 bulundururlar.
Bu vitaminden yoksun diyete uzun zaman devam edenler, barsak sorunları olanlar ile mideden salınan İntrinsik Faktör problemlerinde eksiklik oluşur.
Hayvansal gıda alınmadığında eksiklik çok kolay oluşur. Özellikle tam vejetaryen annenin çocuklarında doğumdan itibaren eksiklik arazları ortaya çıkar.
B-12 Vitaminin Fazlalığı
Zararlı etkileri olduğu düşünülmemektedir